4 Ekim 2007 Perşembe

Af

Slow şarkılar mevsimi geldi
göç başladı
enerjim güneşe aktı
aşkım magmaya karıştı.
yerle bir olsaydı keşke hayallerim de alçalmasaydı bu kadar.

Sondan bir önceki kıyamet demişler internete
benim nostradamuslarım da tasdik edince
kaçınılmaz oldu en küçük felaketimi
en büyük ihanetimi öğrenmek...

Nuh gibi sezebilmek
doldurmak tüm gururumu, yüreğimi, cesaretimi
bir gemiye
yol almak isterdim unuttuğum 'ben'e doğru tüm enerjimle
ama bu sefer gardım kendi halinde,
intikamım uykuda yakalandım.
mevlana hoşgörüsüyle karşıladı aldatmayı ruhum
ters istikamete aktı hüznüm
gündüzün geceyi takip edişini en ayık yaşadığım gün...

Gerçekler kara çarşafını çıkardı, en ateist halini aldı
mail box = kara kutu denklemi çözüldü basamak basamak
kendini bulmak isteyen küçük bir çocuğun itirafnamesi gibi
karman çorman ve biraz da pervasız söylemler
ego tatminlerine yenik anılar
rahibe olmuş madonna mutsuzluğu
çat çat
çarparken yüzüme ‘beklenen’ olmadığım
artık ‘istenen’ olmadığım
enjekte edildi ‘hassas’ bünyeme

Beynimle pazarlığa giriştim emir vermesi için tüm hormonlarıma
salgılasınlar nefret denen o müsibeti her yanıma
o denli şiddetli olsun ki bu duygu barınamasın sonunda
çıkmak zorunda kalsın benliğimden
şişesine sığamayan 100bin baloncuk gibi...

Ama olmuyor, her zaman kin tutulmuyor
Başkasına verilen öğütler kendine uygulanmıyor
“Asla”lar “belki”lere dönüşürken
Yalnızlık korkusu aşka arka çıkarken
Kendini suçlayan irade
Pastanın üstündeki kremayı içindeki marmelada tercih ediyor
Tünelin sonundaki aydınlığı beklemeden
Elindeki titrek ışıklı fenerle bodoslama dalıyor
Karanlığa,
Anıları reenkarnasyonla döndürüp
Yeni hayatlarını kendi kurgulamaya
Sadece iyi kısımlarını rezerve edip
Kötüleri baştan bloke etmeye,
....
Etmeye çalışmaya
....
Edebileceğine
....
İnandırıyor kendini.

İnsan bazen kendi yazdığı masalda oynamak istiyor...

1 yorum:

Can Aydın dedi ki...

hoşgeldin ceren`cim:)