Dışarısı soğuktu, geceden yağan yağmur hala kendini sokaklarda gösteriyordu ben belirsizliğe doğru yürürken. Hiç sevmem alsında yağmuru. Tanrının ağlaması bana hep mantıksız gelmiştir. Tanrı insanları neden yaratır? Neden haksızlık yapar? Neden eşit olamayız? Neden zorluklar yanı başımızdan ayrılmaz? Hayatımda o kadar çok nedenle başlayan soru var ki. Amaçsız bir adam olmak isterdim hep. Tıpkı yeni hayata atılmaya çalıştığım o lise yıllarım gibi. O zaman her şey çok basitti her şeye karşıydım çünkü. Düzene karsıydık, insanlara karsıydık, kendimize karsıydık. O zamanlar hayat bizi sertleştirmişti.. Pantolon üstü sevişmeler bize başarıydı. Oysa yanı başımızda duvarlar yıkılırdı. Kaybetmeye oynardık sanki, kaybedince güçlü olurduk (nede olsa bu düzen boktandı). Biz doğruyduk. Günlerden yine böyle bir günken, ben yine amaçsız sevişmeler peşinde koşarken, ismini bile hatırlamadığım bir sokakta hayat durdu birden. Ve olan oldu. Şimdi aradan yıllar geçti ama hala bugün gibi hatırlıyorum o günü.
İşte ben Onu tam burada görmüştüm. Beyaz hırkası, bacaklarını sımsıkı saran mavi pantolonu. Tam burada işte. O kadar güzeldi ki. O kadar bendi ki.Alıvermişti tüm yorgunluğumu.Sustum takvimlerce. Dinledim her cümlesini. Bir çıkar yol aradım karşısına. Çocuk olmak isterim yanında, ağlamak bazen sonra susmadan hayatımın en uzun cümlelerini kurmak isterdim noktalama işaretleri kullanmadan. Anlatmak isterdim nerden başladıysa oradan. Okuduğum tüm kitapları, bana onu anlatan tüm şarkıları tek tek söylemek isterdim ona.
İşte ben Onu tam burada görmüştüm. O soğuk kışın ilkbahara döndüğü bir aksam. Tam burada. Baktım öyle dinledim sadece..Kırıktı belki bir parçam ve onun o ufak elleriydi benim eksik parçamın sahipleri. Dokunmak istedim, bakmak istedim kaybolduğum gözlerinde. Anlatmasını isterdim bana hayatını. Tam olarak kaybolduğu yerden başlamalıydı. Geçmiş yeterince yüktü zaten. Mutlu etmek isterim onu.Çok mutlu.Hak ettiği kadar, hakkettiğim kadar...
İşte ben Onu tam burada görmüştüm . Orada öylece duruyordu. Çevremizi saran onlarca kalabalık arasında sanki bir o vardı tam karsımda. Onun sözleriydi bende cevap bulduran. Kapamıştım oysa gözlerimi uzun cümleler kuramasam da ortaya koymuştum tüm öznelerimi. Tek “gizli öznemdi” o benim aslında...Cümlem onla başlar onla biterdi kalbimle beynim arasında. O benim en uzun 3 noktamdı... Devamı gelecekti. Diğerlerinden farkı olsun diye ben onu hep “büyük harflerle” yazardım içimdeki akıl defterime. Unutmamak içinse ünlem şarttı sonuna! O benim tüm soru işaretlerimin cevabıydı oysa.
İşte ben Onu tam burada görmüştüm. Bu sokakta, bu masada, o mavi kot pantolonu beyaz hırkasıyla. Tam burada tutmuştu beni, düşerken ama farkında bile değildi belki de ne benden nede hayalden ileri gidemeyen tüm kayboluşlarımdan.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
insanın gözleri aramaz mı sen böyle söyleyince şimdi ?.? :)
gözler görmek istediğini görür , sen ne görmek istersen o olur...
insanın gidesi geliyor bunları okuyunca...bulmak için var mi gerçekten böyle bir liman diye...birileri bulmuş belki şans bizede güler diye...yada görmeyi öğreniriz diye...
Yorum Gönder