9 Ekim 2007 Salı

SELİN'E

"Once Gozlerini Acmak"la basladigini anlatabilseydim sana;
Yabancilasmani etrafindaki her nesneye,canliya,duyguya,dusunceye ve ondan sonra yeniden kendi tanimlarinla onlari yeniden kurgulamani; bir sonuc olarak gozlemlemektense yazdiklarinda, orada olup izleyebilseydim keske..hic olmazsa su anda gordugumde simdi ! yaninda olup soyleyebilseydim sana "ilk adimidir bu uzun yolculugun, artik hicbir sey tanidik olmayacak sana ve cildirasiya bir tutkuyla herkesi herseyi yeniden tanimlayacaksin. Ne kadar SEY varsa artik o kadar uzun surecek...artik "anne" diyemiyaceksin "Rahminde varoldugun kadin" dir artik veya "dost" , cunku onlar" gecmis kalintilari" ......once heyecanla baslayan bu yarati sureci sonra histeriye donusecek....diyebilseydim keske ;
Sonra "Adim Atmak" gelir; buyuk yolculuk baslar insandan baslar ,insana dogru. Giderek uzaklasirsin bildigin insandan, cunku gercekten "insana" ulasmanin yolu budur diyebilseydim keske, insanin yarattigi ve birlikte yiginlar icinde yasayabilmenin afyonudur gordugun davranislar, tavirlar, normlar, gelenekler, yasalar, kurallar; ama gercekte tum detaylari ile insanin elbetteki daha derin bir bakisin ihtiyacinda oldugunu uzun uzun uzun anlatabilseydim keske.......Yasamindaki tum olan biten adeta baskasinin formatlanmis hayati gibi izledigin gercek zamanli bir filme donustugunde ve sen bir saatte bir hayatin ozetini anlayabilecekken, "gercek zamanli surecin" bir omur suren bir yukunu omuzlarimda gosterebilseydim keske.......
Sonra "Konusmak" gelir diyebilseydim keske, tum bu, zaten orada olan ama senin yeni farkettiklerini veya, ilk defa senin bulduklarini paylasmak istersin, anlatmak, anlatmak, anlatmak, once anlasilmak icin, sonra rahatlamak icin en sonunda anlatmazsan, kafanin icindeki girdabi; bir kitap, bir safya, bir paragraf, bir satir , en azindan bir kelime de soylemezsen patlayacagin icin anlatmak..
En sonuncusu "Bulmak" oldugunu soyleyebilseydim...orada yolculugun bittigini ve eger mumkunse baska bir yolculuga beraber cikildigini ....mevsimler degisirken , zaman hizla akip gecerken, etrafinizdaki her seyi siler... etraf yokmuscasina zamanin icine saklanirsin onunla; birbirinin gozlerine bakip, avucunda kendi yolculugunda bulduklarini urkekce bir birine gosterirsin kendininkileri anlatip onunkileri dinlersin sonra dokunursun onlara ve avuclarina ......sonra bir daha asla kopmazsin ondan bir olarak devam edersin hayatina....
Evet biliyorum seni o kadar
Senin cektigin acı bin yıllık ;
adı YALNIZLIK...!!!!!
Keske yalnizliginin ilaci disindaki tum ilaclara kapamasan zihnini; yitirmesen inancini; gozlerin karsinda senin yolculuklarina cikamayan ve avucunda seni avutacak oyuncaklar bulunmayan ama sadece ve sadece sevgisi ile duran ve onu sana nasil verecegi konusunda en ufak teknik bir bilgisi olmayan insanlara uzak ve umutsuz bakmasa; yalnizligini gidermekten baska bir seyi duymayan , gormeyen, onemsemeyen, kabul etmeyen, istemeyen ruhunun derinlerindeki cigliklarini susturabilsen...o zaman duyabilirsin belki gercekten sana yonelmis sevgileri..kelimelere takilmadan, nasil soylendigine, ne anlatmak istendigine bakmadan hissedebilirsin..Gulumsersin onlara onlar da gulumser sana....
"Acinin ilaci gulumsemede..Dunyanin yukunu tasiyacak kuvvet; ruzgarda tuglali bir duvarin onunde savrulan bir torbanin seyrinde; Nisan ayinda gunesli ama serin bir havada genc bir kizin cicekli bahar elbisesinin ucusan eteklerinde.... " diyebilseydim keşke..

1 yorum:

Can Aydın dedi ki...

"Once Gozlerini Acmak" , gözümüzden kaçanları düşünmek ya da.
Sonra "Adim Atmak" gelir,
bir adım daha, o sana gelmedikçe yürümeye devam etmek, kaybolmak sonunda.
Sonra "Konusmak" gelir ,
ya da içinde kalanlara yanmak.
En sonuncusu "Bulmak"
teselli ikramiyesi işte o,onca kaybedilenlar arasında.