-?-

ne garip bişe , yaşanmış ve kurtulmuş olduğum alışkanlıklarımın tekrar nüksetmesi, onların rahatsızlık sokması içime..irade denilen şey neden sigaraya karşı olduğu gibi değil bende..neden içimde her zaman kurulu bir çilingir sofrası var?
ve neden ben sürekli soru sorma gereği duyuyorum kendime?, başkalarına..

kızgınlık değil aslında, sitem olsun diyorum hadi ama bence sitem iyi bişey değil..yaşadığına yetinmek lazım her zaman..Yaşamak istiyor olduğum bir sürü hayal ne olcak öyleyse? Hayallerin de mi sınırı var içimizde.. ucu bucağı olurmu hayallerin acaba..Merak edilen şey aslında ne kadar uçsuz bucaksın bir dünya hayal ettiğimiz..Küçücük bir evim olsun ve huzur deyip yetinince bitiyormu hayaller..Ya da beklentilerle hayaller karışıyor diye mi böyle oluyor...VE son olarak, bu konu nereye bağlanır bilmiyorum ama sorular bitermi ömrümüzde..sorgulanabilecek daha kaç tane sanığımız bekliyor kapısının önünde iç dünyamızın..

Karamsarlık değil aslında, arada bir soru sormak iyidir..Kendi kendimize değil ama..sizi umursamıyor olsalar bile , ortalığa saçın içinizdeki soru işaretlerini..

Sorular
bir susmayı bakışlarda seslendiren,
hüzünlü yangınsal bir aşka döndüren nedir.
beklemeyi özlemlerle süsleyen,
yalnızlığın kara ışığını söndüren nedir.
duyanı ıstan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,
korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.
saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,
direklere astırıp üzdüren nedir.
ne varsa yeryüzünde, ne yoksa
onunla paylaştıran, böldüren nedir.
her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,
örneğin bir gülü yeşil gördüren nedir.
gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
yaşamı ölüme güldüren nedir.
kalabalıklar, kalabalıklar içinden
kişiyi yüceye sürdüren nedir.
parça parça büyümüş bir çocukluğu
olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir.

Özdemir Asaf