22 Ocak 2007 Pazartesi
19:03 sendromu ( kişilik karmaşası içinde yüzen kaptansız gemiler gibiyim)
İşte… Bir kez daha ... Yine… Her zaman ki gibi. Dibe yaklaşmanın verdiği o hafif korku dolu ürperti. Geceleri evde duyduğum sesler gibi. Korkak. Kaçak. Kırık. Eksik. Yarım. Budalayım ben. Evet evet. Tam bir budalayım. Ama yok yok… Ne tam ki bende, tam bir budala olayım… Nereye gittiğini bile bilmeyen bir yolcu. Sokaklar tanımadığım insanlar dolu. En yakınım en uzak olmuş. Bilmediğim bir şehir, bilmediğim bir yığın soru… Yeni bir vücut tanımak, anlatmak, anlaşmak, korkularından sıyrılmak çok zor artık. Boşaldığım her an, dokunduğum her yer, tadını aldığım her kadın bir bir yok olmuş. Boğazıma kadar içime soktuğum çocuklarımla dolmuş beynim. Orda kalmalılar, susmalılar, beni tanımamalılar, utanmasınlar… Sormasınlar… Bilmesinler diye... İnsan nefreti tarif edebilir mi? Kendinden nefret edebilir mi? Peki ya İnsan kendini sevebilir mi? Daha ne kadar yol var yürümem gereken söyleyin. Hadi saklamayın benden. Ama ben çok yoruldum… Kalmadı ki artık gücüm. Bırakın gideyim. Bırakın çıkın aklımdan… Beynimi kemiren tüm hayatlar. Yakama yapışan tüm hatıralar. Lütfen bırakın gideyim. Gelmeyin artık üstüme…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
işte bu kendinle yüzlşetiğin anlardan ve yazılardan biri
hadi kanka kurtaralım kendimizi yol yakınken ölmeyelim kurumayalım...
:)
Ali senden duyduum en içi dolu kelimeler bu ara..
Saol cem bu yazın için..
sırf bu yüzden mesela..
Her ne kadar gemi kaptansız olsada, kaptanın yeri bilinyor bence artık. işin en kolay belkide en zor kısmı kalmış geriye.bilmiyorum.o kaptanın geleceğini umuyorum..
eksikliklerinle, korkularınla, bildiklerinle, bilmediklerinle, sorularınla, cevaplarınla, nefretlerinle, sevgilerinle, gectiğin yollarla, görünen patikalarla,bozulmuş pusulanla, dibe vurmalarınla, suyun ustune cikmalarınla, gecmisinle, geleceğinle aslında bugun sen tam bir bütünsün...
Yorum Gönder